Savcılık motokuryenin ölümünde ‘kovuşturmaya yer yok’ dedi: Aile itiraz edecek

Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği mezunu olan motokurye Oğulcan Özbek, geçen yıl 20 Ekim’de işe giderken kullandığı 67 ADR 557 plakalı motosiklet, Sincan ilçesi Çiçektepe Mahallesi mevkiinde K.Y. (25) yönetimindeki 06 CIN 025 plakalı TIR ile çarpıştı.

Kazada motokurye Oğulcan Özbek, hayatını kaybetti. TIR şoförü K.Y. soruşturma kapsamında verdiği ifadede Özbek’in direksiyonu kırarak üzerine doğru geldiğini ileri sürdü. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonunda, TIR şoförünün kazada kusuru bulunmadığı yönündeki bilirkişi raporu doğrultusunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.

‘KAZA OLAN YOLDA TRAFİK İŞARETLERİ YOKTU’

Ailenin avukatı Pakize Narin Ergün, kazanın yaşandığı yol üzerinde trafik güvenliğini sağlayacak işaretleme bulunmadığını söyleyerek, “Trafik işaretlerinin olmadığı kaza tutanağında yazılmasına rağmen hatalı bir karar olduğunu düşünüyoruz. Savcının bu kararına karşı biz itirazlarımızı sunduk ve konunun takipçisi olacağız. Oğulcan o gün işe gitmek üzere evinden çıkmış normal seyrinde iken bu kaza başına gelmiş. Kaza fotoğraflarını incelediğimizde de aslında şerit ihlali olduğu söyleniyor; ama şerit ihlalini yapanın motosiklet sürücüsü Oğulcan Özbek değil, çarpıştığı kamyonun olduğu görünüyor. Kamyonun durduğu mesafeye de bakılırsa Oğulcan‘ın yaralanarak düştüğü yer arasında 500 metre bir mesafenin olduğu gözleniyor. Tüm hususlar ayrıntılarıyla yer almış; ama buna rağmen takipsizlik kararı verilmiş. Biz bu karara itiraz ediyoruz” dedi.

‘ÖLENE KADAR BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM’

Anne Esen Ceyhan da karara tepki gösterdi. Ceyhan, oğlunun kazadan 25 gün önce işe başladığını söyleyerek, “Çocuğumu maalesef kopardılar benden. Benim oğlumun kamyon şoförünün şeridine geçtiği söyleniyor. Çok çelişkili ifadeler de var. Hadi benim oğlum görmedi veya herhangi bir şey oldu ve kırdı, onun şeridine geçti. Kendisi niye görmemiş? Frene basamamış mı? Yol zaten çok bozuk. Her gün kaza olan bir yol. Oğlum hayattayken bütün organlarını bağışlamış, ‘öldüğümde de benim bir işe yaramam gerekiyor’ diyen bir çocuk. 2 tane kedisi olan, kendisi aç kalıp kedilerini aç bırakmayan bir çocuktu. Dolayısıyla hayata sımsıkı tutunmuş her şeye rağmen, çok zorluğa rağmen, hayata sıkı tutunmuş olan bir çocuğun, bilerek bir aracın önüne çıkması gibi bir şey söz konusu değil. Bu şekilde üstü kapatılarak, sanki bilerek önüne kırılmış gibi düşünülmesi, beni bir anne olarak yaralıyor. Benim acım çok büyük. Ama bu acıyı yaşarken de adaletin yerini bulmasını istiyorum ben. Ölene kadar bu işin peşini asla bırakmayacağım” diye konuştu.

(DEMİRÖREN HABER AJANSI)

Related Posts

Otomobil elektrik direğine çarptı: 2 ölü,1 yaralı

Denizli’nin Acıpayam ilçesinde elektrik direğine çarpan otomobilin sürücüsü Ali Şahin (22) ile yanındaki Umut Cırban (19) öldü, Ali Özsan ise yaralandı.

Düşen kuzenini kurtarmaya çalışırken birlikte boğulmuşlar

Şanlıurfa’da sulama kanalında boğulan 2 kuzenden İbrahim Halil Kılıç’ın (13) dengesini kaybederek suya düştüğü, bu sırada Rüveyda Demir’in (12) kuzenini kurtarmaya çalıştığı ve birlikte akıntıya kapıldıkları ortaya çıktı.

Saldırıların ardından eğitime ara verildi

Hindistan’ın saldırısının ardından Pakistan’da eğitime ara verildi

HSK üyeliği için adaylar belli oldu: 3 katı aday belirlendi

TBMM Genel Kurulu’nun gelecek haftalarda seçeceği 5 HSK üyesi için adaylar belirlendi. Karma Komisyon seçilecek 5 üyenin üç katı adayı belirledi.

Sırrı Süreyya Önder, TBMM Genel Kurulu’nda anılacak

Kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için TBMM Genel Kurulu’nda yarın anma töreni düzenlenecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10. Medya Ödülleri töreninde yaptığı açıklamada ‘Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Bunu söylerken hamaset olsun diye değil, gerçeğin ta kendisi olduğu için ifade ediyoruz. Bundan 25-30 yıl öncesinin manşetlerine şöyle bir göz attığınızda, Türkiye’nin nerden nereye geldiğini sizler de gayet net göreceksiniz. Bilhassa, 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak istemiyoruz. Manşetler vasıtasıyla doğrudan hükümete ayar verildiği, lise ve ortaokuldaki çocukların öcü gibi gösterildiği, İmam-hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu, vesaiyetçiler adına siyasetçilerin her gün pervasızca örselendiği, köşe yazarlarının jurnalcilik yapmayı gururla anlattığı o karanlık, o utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz.’ dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir