“`html

Müziğin Hayatımıza Girişi: Cher ve Anılar

Her bireyin yaşamında müzikle tanıştığı özel bir an vardır. Benim müzikle tanışma hikayem, Paul Anka’nın “Diana” şarkısını dinlediğim o unutulmaz anı içeriyor. Aynı şekilde, Cher’in de Ray Charles’ın “Georgia on My Mind” parçasını duyduğu zaman hayatının dönüm noktası olmuş. Cher’in “The Memoir” adlı eseri, şu sıralar Amerika ve İngiltere’de en çok satanlar listesine girmeyi başardı. Bu eser, sadece kendi yaşam öyküsünü değil, 1950’lerin sonlarından itibaren bir neslin geçirdiği dönüşümlerin hikayesini de gözler önüne seriyor.

Ray Charles’ın “Georgia on My Mind”ı: Cher’in Anısında

Kitap, Cher’in 1960 yılında bir televizyon programında Ray Charles’dan “Georgia on My Mind” parçasını dinlediği an ile başlıyor. Cher, annesi Giorgia’nın ismini taşıyan şarkıyı dinlerken ekrandaki sanatçının annesi için söylediğini düşündü.

Bir Türk’ün Keşfi: Ray Charles

Bu, gerçekten olağanüstü bir parçaydı. 1930 yılında Hoagy Carmichael tarafından kız kardeşi için bestelenmişti. Ancak Ray Charles’la birlikte bu şarkı bütün dünyada yankı buldu. Öyle ki, 1977’de Giorgia eyaletinin meclisi, bu parçayı “Resmi Eyalet Şarkısı” olarak ilan etti. Ahmet Ertegün, Atlantik Plak Şirketi’ni Ray Charles ile buluşturmuş ve onun etkisini kitapta 79. sayfada küçük bir Amerikan kasabasındaki keşfi ile net bir biçimde anlatmıştır.

Her Şeyi Değiştiren An: 1956

Cher’in hayatında bir diğer önemli an, Ed Sullivan Show’da Elvis Presley’i ilk kez izlediği andır. Bu deneyim onun sahne hayatının kapılarını açtı. “O an kafamda devasa bir pencere açtı ve o andan itibaren eski ben yoktum,” diyor Cher.

Üç Önemli Şarkı ile Hayatım Yön Buldu

Bazı insanların yaşamlarına yön veren şarkılar vardır. Müzik, hayatın başlangıç sesi gibidir. Bu durum bazılarımız için belki aşırı geliyor fakat müziğin hayatımızı değiştiren gücünü anlamayanlar için ise bu pek abartılı değildir. Kendi yaşamım, Beatles’ın “Love Me Do”, Rolling Stones’un “Little Red Rooster” ve Bob Dylan’ın “Like A Rolling Stone” parçaları ile dönüştü.

Cher ve Ajda Pekkan: Aynı Yılda Doğdular

Cher, Ajda Pekkan gibi 1946 doğumlu ve şu anda 78 yaşında. Yakın zamanlarda “Angel in The Snow” adlı yeni çalışmasını duyurdu. Kitabın içinde tanıdık simalarla karşılaşmak, pop kültürle iç içe büyüyen bir neslin hikayesini gözler önüne seriyor. Cher’in Ahmet Ertegün ile tanışmasını ve onun eşi Mika ile ilgili anılarını da aktarmasına değineceğim.

Vogue Dergisi ve Cüretkâr Fotoğraflar

Cher, Madonna’nın öncüsü sayılan cüretkâr bir kadın olarak 1966’da Vogue dergisinde kendisi için çekilen o ikonik fotoğrafla dikkatleri üzerine çekmiştir. Ünlü moda fotoğrafçısı Richard Avedon’un çekiminde o gün, “Cüret Etti” başlığı altında yayınlanmasıyla modada yeni bir sayfa açıldı.

Jackie Kennedy ile Tanışma Anı

Cher, Sonny ve Cher ikilisi olarak çıkardıkları “I Got You Babe” şarkısıyla büyük bir çıkış yakaladılar. 1966’daki bir parti sırasında Jackie Kennedy’nin kendisine iltifat ettiğini hatırlıyor. Bu tanışmanın ardından Vogue dergisinden aldığı teklif, onun kariyerine büyük bir ivme kazandırdı.

Öne Çıkan İsim: Richard Avedon

Cher’in fotoğraflarını çekecek kişi ise ikonik fotoğrafçı Richard Avedon oldu. İlk başta çekilen kıyafetler hakkında üzgün görünse de, Avedon’un önerileriyle muhteşem bir kombin oluşturuldu. Elde edilen sonuç, Vogue’da yayınlanan modern fotoğraflarla birleşince Cher’in kariyerinde yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor.

Cher’in Alışılmadık Hayat Deneyimi

Bu dönemde Cher, sosyal etkinliklerde Mica ile de tanıştı. Mica’nın sıcak tavırları ve onunla geçirdiği anlar, Cher’in yaşamında iz bıraktı. Hatta ertesi gün kendisine gönderilen kürk manto, dostluklarının özel bir sembolü oldu.

Sonuç: Hayatın Melodisi

Bizim kuşağımızın birçok hayali ve hayatı, müzikle şekillendi. Cher ve onun hikayesi, müziğin verdiği ilhamla bireyleri dönüştürme gücünü tüm canlılığıyla gösteriyor. Yaşamının temel taşları olan bu anılar, geçmişi anarken gelecek için de ışık tutuyor.

(*) Cher; “The Memoir; Part 1”; HarperCollinsPublishers, 2024

“`